Yılın en parlak günü
Bereketli, sağlıklı, neşeli, her anı kıymetli
Bir piyano ve tuşları esrarengiz uyumla dalgalanır
Gökyüzü, yedi ceddin sarılır, sarmalanır
Bir esinti, öper dudağının ucuyla yüzünü
Güneşin parmak uçları değdi mi, titretir
Sessizlik, kiminin içindeki yemini salıverir
Bir diken yaprak düşer daldan
Al kokla
Bir yıldız kayar gündüz semada
Görme de şaşma da
Bir kuş tüyü, bir ipek böceği dut yaprağında
Komşu balkonda, hasır örmede
Duvarlar boydan boya makrome
Çiçekleri beyaz, gelin-vulva-orkide
Yeşil ama fil kulağı, paşa kılıcı, kurdele
Bir nefes bin hayat
Kadere kederlenme, her şey hayrına
Tut bir dilek, yaz bembeyaz parşömene
Katla koy iki göğsünün ortasında bir yere
Ada çayı koksun, sandal ağacı
Süt kaynat bir taşımlık, süt koksun
Süt danası burnunu yalasın
Mavi kuş yumurtaları çatlasın
Buda solanları, budan
Kabul olanları, arın, boylan
Çocuklar gülsün, sen demlen
Hopla, zıpla, alevlen, yan, dinlen
Toprak alsın kederi, eritsin, sen yola meylen
Dursa da bedenin olduğu yerde
Ruhun bir gezip gelsin, düşle
Bir mum yak, üçün, yedinin, dokuzun hatırı kalır
Doldur kırıkları çatlakları altın lakeyle
Bak, gör, değerin nasıl katlanır
Bir kırmızı ip bağla parmağına
Eşin olan dişin olan ucuna bağlanır
Şarkı söyle, ama öyle böyle değil, kalbin dilinin ucunda
Dansına gelince, aklı çıkar baştan, yoksa ağırlaşır
Gözlerine bak doğrudan, uzun uzun
Telaşa kapılmadan, aceleye getirmeden
Göz, dilden fazlasını anlatır
Elini koy göğsüne, duy, içindeki nasıl heyecanlıdır
Durmaz, durur mu, hoplar durur yerinde
Karnın da titrerse ara ara, bil yaşıyorsun
İyi yaşıyorsun, hücrelere kodlanır
Seni toprağa, zeytinlere, nesillere hatırlatır
Güzelliğini akıllar almaz, almaya kalksa sığmaz
Sen var ol, denizler bilsin
Bulutlar seni yağsın, tüm eşraf seni solusun
Yavru kedi, salyangoz seni içsin
Yer de sen ol, gök de, su da sen ol, kor da.
Ana da sen, baba da
Toy da sen ol, bilge de
Ak, er geç varırsın nasılsa
Gideceğin yerlere.