11 Temmuz 2020 Cumartesi

Kayseri Mantısı

Bir İstiklal yürüyüşü
Bir Sarıyer martısı
Bir Türk kahvesi
Belki bir sıcak ekmek somunu
Bir rüya hatrınaydı
Sana dönüşüm
Kendime soruşum
Aman diyişim
Kendi sözümü yiyişim
Korkmayışım
Atlayışım
Bir avuç ince kumun
Ayaklarımın altında çakılların
Kıyıyı çatlatan dalgaların
Sıcacık güneşin
İronik ayın
Tüm retroların ve
Ya tutarsa'ların
Kendine şans vermeye inanmanın hatrınaydı
Dört yılın dile kolaylığının
Bir kurşun ağırlığında beklemişliğin
Bir kuşun kanadındaki sevdanın
Hadsiz tırtılın kanatlanışının hatrınaydı yahut..
Adsız ozanların ağıtlarında senin
Adını duymanın köprülü türkülerde
Öyle dramatik travmatik ölümler kalımlar içinden
Yılların içinden sıyrılıp
Sessiz sakin kolayca çıkıp gelmenin hatrınaydı bir bayram arefesinde
Gecenin üçünde tanrı misafiri kılığında.
Sana yazdığım her satır, seni yüceltmek değil
Bilakis seni yermek, seni yerden yere sermek içindi
Söylediğim her şarkının nağmesi, ezgisi, dizesi
Kendimi aşka hala inandırmak hatrınaydı
Malum yaş alan gönlüm neler görmüştü
Yaş alırken su basmıştı boğulayazmıştı da
Neyse ki vazgeçmeyi de acılarıyla birlikte unutmuştu
Hani bütün gece beklemiş bir demlik çayın tortusu nasıl bir halka iz yaparsa karafta
Ben de öyle belirgin bir arafın hizasında
Buyur ettim seni
Pişman olmam.
Ya biliyordum derim
Ya da sürpriz olur sevinçlerim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tuza banıldığı sanılmış ekmek

Adil dövüşmeyenle savaşmak Ona beyaz bayrak sallamak Teslim olmak mı? Yapamam. Kılıcımı daha sağlam tutmak için Bir göğsümü feda etmem gerek...