27 Aralık 2019 Cuma

Yaş Pasta

Deneysellik kirliliktir dedi
Denedi çabalamadı kirletti

Experimental is pollution, he said.
Tried, never tried, polluted.

Experimental got me mental.

Everything has got a language.
Tiring.
Worth it.
Unnecessary.

Semiotics.

NLP.

Body Language.

Text Language.

Emoji.

Performance.

Will.

20 Aralık 2019 Cuma

Kabak Çekirdeği


14.10.2019

Dişinin “güzel” olması gerekir hep(!) Ya Rönesans tablolarındaki gibi etine dolgun, ya korseyle beli incecik, ya halkalarla boynu uzatılmış, yahut güneşten sakınılmış ki beyaz kalsın... Akıl, bilim, sanat, spor ve daha pek çok alanda ikincil cins adledilegelmiştir o. Virgina Woolf “Kendine Ait Bir Oda”sında Shakespeare’e hayali kız kardeş yaratmış, “o yazmak isteseydi”ye pencere aralamış ve bir kadının yazar, şair, oyuncu olabilmek için de nasıl savaşlar verdiğinin altını çizmiştir. Kadın. Kadın sözcüğü bile pek çok mücadele vermiştir, yanına hak sözcüğünü çekene dek. Adıyla kendi kitabını çıkarana dek. Brönte kardeşler mesela... Kaldırımlardan büyük müzikhollerin sanatçı serçesi olana dek. Edith piaf mesela... Yakın geçmişte J. K. Rowling de ismini aynı endişeden dolayı –cinsiyet belirtmemek için- kısaltarak kullanmıştır. Adeta kadın yalnızca domestik bir hizmetkar, evcil gönüllü bir köle olabilirmiş, öyle kalmalıymış, ipi gevşetirilirse erkek iktidarı sarsılırmış gibi... Sanki bunun dışında hiçbir erkeğin iktidar sorunu yokmuş gibi. Orgazm olmuyorsa kadın, sorun yine kadındaymış gibi... Beyaz çarşaf al olmadıysa kadın, bebek erkek değilse kadın, yemek soğuduysa kadın, erkek mutlu değilse kadın, yuva yapan kuş kadın, kadın değil bayan, kız oğlan kız kadın, erkeğe birden fazla sayıda kadın, istenir alınır verilir kadın, gülmesin kadın, otursun oturduğu yerde kadın, elinin hamuruyla kadın, tahrik eden kadın, rızası var kadın, ne anlar kadın... Oysa eskiler Kadın Allahım diye şükredermiş. Şamanik mamanik! Anaerkillik de cereyan etmiş. Bunca erkek işgali, boyunduruğu ve katılaşmış öğretilerin pençesinde kadın kadına hala pranga vurup çelme takarken Türkiye’de Demet Evgar, Gülse Birsel, Nil Karaibrahimgil, Dilek Sert Erdoğan gibi göz önündeki isimlerin önderliğindeki kadın hareketleri farkındalık geliştirmeye yardım etti elbette; lakin yetmedi. Yetmez! “Kanatları ruhunda olan” kadının özgürlüğünü, kuvvetini, bireyselliğini ve benzersizliğini “hepinize teker teker öğreteceğiz!” Asi kızlara uykudan önce masallarının Anadolu versiyonu tam bir zaferler kumpanyası esasında! Demet Akbağ gibi mesela “Bir Demet Tiyatro’da, içi dışında... Tomris mesela... Katunlar mesela... Koca dağı örten karı mesela... Aslıhan, Zühal, Dilara, Özlem, Ahsen, Neşe, Özge, Seçil, Derin, Nazmiye, Yurdagül, Şerife, Zehra, Esra mesela... Özgecan, Emine, Sultan, Cemile mesela...
Aç kanadını şimdi kadın! Belki de karısı olmasaydı Graham Bell icat edemeyecekti telefonu, Edison ampulu... Her başarılı erkeğin ardında bir kadın yok, çok kadın var: annesi var, karısı var, kızları var, kardeşleri var. Kadının ardında da yanında da babası, kocası, erkek kardeşi, arkadaşı, oğlu olsun. Kadın okusun yazsın, kadın şarkı söylesin avaz avaz, kadın sahneden, kürsüden, direksiyondan inmesin, gözden dile düşmesin. Kadın yaratsın, renge renk, lezzete ahenk katsın. Uçak da uçursun, devlet de yönetsin, uzaya da gitsin, isterse anne de olsun, aşık da. Müsaadenizle (!), kadın müsaade sorup durmasın!
Şimdi bizim vaktimiz. Kadın kanatları altında kadın bağımsızlığı! Orkideler açsın.

Aslıhan



Tuza banıldığı sanılmış ekmek

Adil dövüşmeyenle savaşmak Ona beyaz bayrak sallamak Teslim olmak mı? Yapamam. Kılıcımı daha sağlam tutmak için Bir göğsümü feda etmem gerek...