31 Ekim 2018 Çarşamba

Ethiophia Filter Coffee

Özlem Kayum'un Ütopya Adası'na ithafen...

Aslında nereden geldiğimi ve nereye gittiğimi biliyorum. Yollarımı çeşitlendirmek ve belki de daha güzelleştirmek adına geldim. Ada'lı olmak akıp giden gerçek(!) hayatımızda da birçoğumuzun hayali... Hiç olmazsa emeklilik hayali... Kızıma koymayı düşündüğüm adlardan da biri Ada... En sevdiğim ada Bozcaada mesela... Topçam'dan bir kupa kahveyle izlemesi en keyifli manzara Sıçan Adası ya da... Ve hatta oraya kadar yüzmek bir "challenge", bir iddia bizim nesil arasında! Yoldan aldıklarım, yolunda bıraktıklarımla bu Ada'ya sırf merakımdan geliyorum. Işıklı, simli, yaldızlı, nurlu  sözler inandırıcı değil artık; bize Güneş olsun, içimiz ısınsın; ateş olsun, gözümüzde yansın yeter.

30 Ekim 2018 Salı

Mandalina

"I have a poem"
Rüyamdaki sarışın ufak oğlan çocuğu da şiirler söyledi
Bir dünya şiir...
Adını sordum
Kekeledi
"Cedric" dedi
Güldüm
"Sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız..."
Sekiz yaşından küçüktü ama
Aşıktı zaar
Başını eğişinden aşikar

Blush- Pinot Grigio- Bellafiore

Her bir üçgeninin her bir dalganın
İç acılarının toplamı güzün beklercesine

Ondan taş taş üstüne bindi böğrümde
Duvar olup yıkılmamam için
Düğüm oldu göbeğimdeki sarmaşıklar
Söz utandırırsa örtmem için

Kaş'la göz arasında
Ne oluyorsa iki arada bir derede
Erken batmasına güneşin
Erken gelmesine kışın
Üzülürüm.

Ahtapot Salatası

Dört koldan saldırmak denir ya
O sekiz koldan ve her yoldan korumanın
Bebekleri yaşasın diye kendini fedanın
Kamuflajın, yumuşak başlılığın adı.

Karada yıkık dökük toprak beton üstündeydi
Beni gördü, kaçtı
"Gel" dedim "gel, su vereyim"
Vakumları kurumaya yüz tutmuş, buruşmuş
Utana sıkıla, zar zor yaklaştı
Başını öne seğirtti
Elimdeki suyu döküverdim başına kollarına
Canlanıverdi.
Bir sarıldı ki bana, sorma, sekiz koldan
Teşekkür etti.

25 Ekim 2018 Perşembe

Ev Poğaçası

Yokum sanki
Ait de değilim sahip de
ilgim bilgim dengim de yok gibi buralarda
beceriksizim gidemem de ben öyle
kalakaldım sönük donuk katıksız
belli belirsiz, aralıksız acılara gark
Titreyişler, bekleyişler, düşlere zerk
Aklım berkse de gözüm pek değil ve gönlüm terk edişte
Bacaklarım ayaklarım kalsa da ruhum gidişte
Heyecansızım, keşke ansızın değişse
Cansız ılgın bir yel esip kirpiklerimle öpüşse
Alsa koysa beni çıkrığına kana kana içse
Kanayan yerlerim serinlese, iyileşse

24 Ekim 2018 Çarşamba

Süt ve ballı ceviz

Alışmaya çalışıyorum
Çok da zor değil
Kabak olmadan eve geliyorum
Bahçe karanlık serin
Yerlerde yağmur ve yavru kedi
Yapraklar düşmüş limon yeşil
Ne suyu gören salyangoza kıyarım
Ne bir kabuk alırım denizden
Ne yolunu şaşırmış karettaya göz yumarım
Evine göz dikmem kimsenin
Ben yıkmam yaparım
Kimsenin hakkına ilişmem
Nezaketim talimim
Bir tek kadına gönletmem
Adamlar hep hayasız.
Ver eline ayna, topu dikiz
Ver tam şans, gör bak kimiz
Ver sen ne varsa ver adama
Vermeyince çirkiniz dinsiziz kimliksiziz!
Bu yağmurun hürmetine tanrım
Aydınlat beni
Adam topraktandı hani
Çükten alim halim selim hepsi
Toprağı da ver,kurak baki.

17 Ekim 2018 Çarşamba

Ananas Suyu+ Çokokremli Dilim





Kadın içinde kız çocuğu, gözleri yaşlı, hem gönlü rahat, hem kalbi kırık
Adam diyiverdi gitti, aşık değildi, duygusaldı, duygu vardı, ama aşk yoktu
Kadın aşk olmadan uyumamıştı kimseyle gönüllü, ihtimallere güvenip
Adam anlamadı anlaşılamadı anlaşamadı elini uzattı sıcak eli kadında gözü
Kadın sessiz, elleri saklı, hissi gizli, oluru olmayanın olmayınca bir de aşkı
Adam ne bilsindi nerden bilsindi sanat ilham duygu karmaşık yumak önü
Kadın kaçtı
Adam baktı
Kadın sustu
Adam yoktu
Kadın ince
Adam iyice
Kadın şarkı
Adam kaçtı.

9 Ekim 2018 Salı

Lentil Salad

It's not the love, it's lust burning between the thighs
Turning 30, she's the vampire thirsty eager to bite every bit
At the right age to be the very woman, reinvented out of herself
Discovering the waterfalls and narrow veins thickening
Darkest fantasies and hottest fevers erupting through the blood
Finger-tip-soft touches while rock-top-hard contiguity emerges
Inhaling what she just exhaled, he clinches them together in the cycle
Swimming in a cloud of dizziness and perfectly wet illusions
Exceptional moments caressing the deepest corners
Palms on the sweaty back and tongues talk the strongest language
Gasping for breath, she sings her song to the holly microphone
Chins reaching for the ceiling, snake-like intertwining
Deeper dives, tout de suite, free and in a vicious circle till dawn

8 Ekim 2018 Pazartesi

Kahve altı Club des Sommeliers-Jurancon Beyaz Tatlı Şarap

Yıllardır dolaplarımın kuytularında sakladığım
Kristal şampanya bardaklarımdan birinin ayağı
Aynı anda ikimizin elinde kalıverdiğinde anladım
Buhranlar, histeriler, duygu karmaşaları yaşamak
Çokça ağlamak, deli gibi gülmek lüksüm yok sanırdım
Sonuçta ne Boğaz'ı yüzerek geçtim ne de bir duvarlık tuval boyadım
Birkaç kez şarkı söyledim, sabahladım İstanbul'un İstiklal'inde
İki darbuka bir ud biraz klarinet, gürültü, yürüdüm herkes yek
İstanbullu olmadım Uzuner okudum diye de
İstanbulsuz da kalmadım, atamadım nakşoldu işledi parçalarıma
Dilimi ısırdım, sakarlık işte, imrenmeden ziyade
Sözcüklerim kısır, dilim yokuş, tavrım düz
Dört mevsimim güz ve sana söz, sevgilim olmayacaksın
Sen, hepiniz, olmayacaksın.
Bir Ferzan Özpetek, bir Serra Yılmaz
Bir çift göz ve bir öpücük en fazla.
Benim halim buna yeter.

6 Ekim 2018 Cumartesi

Halley/ Hurma/ Haylayf (Highlife)




Belki de bir gün şıp diye kayboluveririm ortadan
Sonra birden bire hop diye çıkıveririm karşına
Yüzüme bakmaya yüzün, gözüme bakmaya mecalin olsun
Alnının akını boka, başının dikini *ike çevirme
Omzundaki yüke gücenip asabileşme
Nasılsa çıkıcaz düze
Geçmiyor mu meret
Hepsi böyle!
Bu modeller böyle!
Ya sabır, Ya Celil, medet,
Terkinde ahlaksızından, ahlaklısının meraklısından
Merakın edepsizinden, edeplinin sahtesinden koru bizi!
Biz cahilizdir, salağızdır, yufka yürekli ve acizizdir
Aman Allahım aklımıza teslim et kalbimizi
Kırılacak yeri kalmadı.

Karadut Suyu+ Pekmez ve Haşhaş+Simit

Bazen öbür dünyada, diğer hayatta diyivericek oluyor
bir an durup düşünüyor kalakalıyor kitleniyorum
Diyorum ki kendime tek shot'lık hayatlarımız var
"Bi'şey yapmalı"
MFÖ dinliyor duruluyor Ursula okuyor;
damarlarımdaki yalazları dizginlemeye çalışıyorum
Lolita'dan hiç bahsetmiyorum bile!
Osho'ya artık inanmıyorum, aklımla oynuyor
Pretentious!
Edith Piaf olamıyorum
Serbest dalamıyorum
Abramovic yapamıyorum
Benden profesör zaten olmaz
Jazz yapamıyorum
Balerina olmak için geç kaldım
Savasanalar baş üstü durmalar bacaklar 180 derece, yok olmuyor
Öğretmenlik desen eh işte
Sözcükler de geldiği gibi
Bir şeye odaklan diyorlar
Tek hakkım var zamanda
Nasıl tek bir şey yapayım
Diğerlerinde kalıyor aklım 
Bir öpsem ikincisi... mevzusu ise
Yok aynını otuz kere öpmek de mana yitimine yol açıyor
Monogamiktim ufacıktım içi dolu turşucuktum
Bir şeyler yapmazsam suyum çekilicek uçucak buruşucam
Kimisi buruşmuyor da
Para her şeyi çözüyor
Ama derinliği yitirdik, mış gibileri yedirdik bünyemize
Unutmaları yetirdik, tükettik.

Tuza banıldığı sanılmış ekmek

Adil dövüşmeyenle savaşmak Ona beyaz bayrak sallamak Teslim olmak mı? Yapamam. Kılıcımı daha sağlam tutmak için Bir göğsümü feda etmem gerek...