but you know what they say
If you can't kill them with kindness,
try lethal injection.
Wednesday Addams
but you know what they say
If you can't kill them with kindness,
try lethal injection.
Wednesday Addams
Benlerini bile ezberlemeye çalışmıştım ve aklımdan çıkmamasını istemiştim ki uzaktayken telefonda neresinden öptüğümü söylemek üzere konum bildirebileyim teninde.
Bir insanın bedenini kendi bedenin gibi bilmek, görmek, gözlerinin arkasından bakan 4-5 yaşındaki çocuğu tanımak, gülüşüne de gözyaşına da bağır açmak, kendi olabilmesi için alan tanımak hiç kolay değil, nadir ve çok mutluluk vericiydi. Güzeldi. Bu sona rağmen güzeldi.
Etimden et koparır gibi kalbimden ve ruhuma işlemiş yerlerimden onu kopartmak artık yapacağım.
Onunla kurduğum hayaller bilmem kaç on kere suya düştü ve bu son gözümden düşüşüydü.
Frida’nın Diego’dan vazgeçtiği gibi vazgeçtim.
Dönüp bakınca Diego kimdi ki? Frida’yla var olmuştu.
Bir bardak ve bir sürahi aynı miktarda su alamazdı ve veremezdi ki. Bardağın potansiyeline aşık olmuş sürahi, bardağa kızamazdı da. Yapası olsa yapardı, gelesi olsa gelirdi diyemezdi. Çünkü o yapamazdı, gelemezdi. Kabiliyeti ve sevgisi, tembelliği ve egosuyla bastırılmıştı. Velhasıl o, o kadardı.
Hep şifalandırılan, iyileştirilen, kabul edilen, -e rağmen sevilen ve kucak açılan olmaya alışık şımarık doyumsuz bir çocuk, n’aparsan yap utandırırdı insan içinde ve insanı içinde.
Gösterdiğiyle, bu satırlara bile değer miydi tartışılır. Yine de kendimi kutlarım. İyi bir insan kaldığım için. Yine kendimi elimden tutup kaldırdığım için. Gösterdiğim yarayı bir de o acıttığı için suçlu sayılmazdı değil mi? Ama özrü de kabul olmazdı artık.
Aman benimki lafı güzaf.
Satır dolduruyorum işte.
Eşek hoş laftan n’anlar.
They asked who i would spend
the last five minutes of my life with
I thought of you right away
But you’ll never know
Sad right?
Not when they get to find out
you’re the one killing me.
Good bye.
Zehir bu iki kere yüzülen nehir
Deler geçer kurşun gibi ağır
Kaçar bir yanım, bir yanım kahır
Gelir gazabı, azabı çeken bilir
Yeter zulmü ziyanı, içelim getir
Teker döner nasılsa da kalp nasır
Nedir derdin benle bu kadar dağıtır
Yıkar geçer, kalmadı akıl fikir
Dondu bağrım
Vazgeçtim
Hadi kızım
Yine delir
…
Adil dövüşmeyenle savaşmak
Ona beyaz bayrak sallamak
Teslim olmak mı?
Yapamam.
Kılıcımı daha sağlam tutmak için
Bir göğsümü feda etmem gerekse de
Savaşı kazanmadan obama kabileme dönemem
Oysa ne çok isterim gitmeyi
Hiç kimseyi tanımadığım yerlere..
İsterim yağmur altında dans etmeyi
Özgürce önünü sonunu düşünmeden güleyim
Tuzakta büyüyen bir ceylan gibiyim çıkamam
Yalnızca aşk sarar yaramı
Ve Toprak Ana
Gökyüzü ve Güneş
Umarsızlara Umay'sızlara
Sökselerde gülüşlerimi
Boyun eğemem
Sikkeyle adam olan
Takkeyle iş yaptıran
Mekke'yle yuva yıkan
Ne hakandır ne hatun
Ben babamın kanını, anamın takatini
Tek dişi kalmışlara helal etmem.
klavyeye hangi harfleri birleştirip kelimeler
ve hangi kelimelerin birleşiminden cümleler yazsam anlatır halimi
sayısız uykusuz gecemi, bölünen uykularımı,
ümitsiz beklentimi hangi satır anlatır
sabahlar geceye geceler sabaha erişirken
bir telefon bile etmeyişin ızdırabımın ispatı
yokluğunda bile sevdim ve hep bekledim
ben beklerken yaşadıklarının hesabını sormadım
her gelişinde sofralar kurdum ki muhabbetimiz artsın, kalsın
kal...
insanlar gözlerimin niçin şiş şiş olduğunu sormaya çekindi
ben anlatmaya...
mumlar da küstü, güller soldu, cep fotoğrafları kahrından yandı
bunca yıldan sonra sen yalan söyleyince.
but you know what they say If you can't kill them with kindness, try lethal injection. Wednesday Addams