beni de öyle yakmaya susuz bırakmaya ant içmiş gibiler
dolunayı yeniayı geçtim artık horoskoptan hiç ümidim olmadı zaten
insandandı beklentim
adına methiyeler dizdiklerim hayatımı düzüp ortadan kayboldu
inandım her seferinde
aptallık bende!
biri de beni hakkıyla sever sarar sandım
hatta belki çocuğumuz bile olurdu
normal insan gibi yaşardık
aile kurar hep birlikte seyahat eder
ama henüz en ufak sorumluluklar beklentiler yerini bulmazken
iştah yarım heves boğazımda düğüm kaldı
göz pınarlarım hala kuru
içimden geldiğince hıçkıra hıçkıra ağlayamıyorum
en fazla kirpiklerim ıslanıyor işte
sevgi gösterdiklerim soğuyor donuyor taştan heykele dönüyor
azıcık uzaklaşsam ısınıyor azıyor kabarıyor şefkatleniyor
ben hiç bir yere ait olmadım ve dahi kimse de bana
nerelisin sorusu en zoru ve yerleşmek korkulu rüyam
gerçekle sahteyi ayırt etmekte hala güçlük çekerim
ama yıllar sonra ilk defa sevmiştim
hastalıksız, sade, apaçık
sofrada öyle bir tek başına bırakıldım ki
ekmek kırıntısı gibi arkasından bakakaldım
yeterince ağlarsam geçer diye ağlamaya çalışıyorum
ama izi kalacak biliyorum
bir kez daha boşluğa tutuldum
boşluğa tutundum
boşluğa ağıt, beyit dizdim.
bir kez daha üzüldüm.
oralı olmadı
köklerini dahi reddeden
dalının ucundaki yeniyetme tomurcuktan elbette vazgeçiverirdi
geçti
öylece
bir parmak şıklatma anında.
geri dönüşü olamazdı.
gururum kumandayı aldı eline
ve şöyle buyurdu
"sessiz ol, uyu, unut. o yok, hiç olmadı."