seninle yarım kalmış bir hesaplaşmamız var vesselam
medyum yarın dediyse de ben pek fala falcıya inanmam
öyle bir yağıyor ki yağmur bu şehir hep benden yana
gözü delinmiş gibi ağlaması yağmursa
ve teni köz eden dağlaması güneş
ben iyi bilirim bu havaları Mikail,
ben giderken ağlattığın şehir, ona döndüğümde ağlattı beni
ama derdim ne şehirle ne havayla işim
bir havadis bekliyorum
görünmez zincirime bir balta
teklik özgürlük, prenses papatya bir adamdansa
bunlar da benim tradisyonel sözlerim olsun
Ankara bir de bu ben koksun
ilki de ikincisi de gençliğimin sana feda olduysa da
bu son gençliğim benim olsun velhasılıkelam