Nasıl zevk ve şehvet doludur yudum yudum Onu öpmek
Nasıl arzulandırır, heyecanlandırır, canlandırır her tadımı
Sonra kıskandırır, başka hiçbir dişiyle -anası dahil- özdeşleşsin, hoş beş etsin istemez
Sonra...
Sonra şarkı söylemek ister
Dans etmek
Baş aşağı gelmek ister
Yüzü kırışmasın, güzelliği gitmesin, bir onu sevsin ister
Gençliği için diriliği için
Dişiliği için
Koşsun, bisiklet çevirsin ohooo...
Bir mikrofon ver eline söylesin dursun
Dinle ama.
Sonra küser.
Kendine küser.
Güneşe küser, rüzgara susar.
Döner arkasını gider, ta gözünün içine bakarken.
Anlamazsın.
Sana hava hoş olur, o üşür,
Yalnızım der, büzüşür.
Fakına bile varmazsın, sen görmezsin ağlar.
Sonra bir güven kendine, irileşir gözleri,
Dikleşir omuzları, heybetlenir fidan olur boy atar
Ruhun duymaz o kopar uçar uçuşur yaprak gibi fırtınada
Sen küçülürsün o büyüyüverir.
Ama istediği senin dağ onun kar olması.
Dağın karı tutması, karın dağı örtmesi.
9 Aralık 2017 Cumartesi
27 Kasım 2017 Pazartesi
Bavaryalı Kruvasan & Portakal Suyu
Nezaket en üst zeka...
Hani müzikal, matematiksel, görsel var ya,
Hıh işte nezaket de var.
Hem de hepsi için geçerli.
Her birine sahip her kişi için şart.
Yoksa, bul, al, edin.
Yenir de içilir de koklanır da görülür de
Anlaşılır, hissedilir, sezilir, duyulur.
Dokunsaldır, kinestetiktir, pasiftir, sesli veya sessizdir.
Pek çok halde bulunması olası.
Gönül kırmamak, ezip geçmemek, üzmemek,
Anlamak, anlamaya çalışmak, hoşgörmek,
Yüreklendirmek, durdurmak, düzeltmek,
Onarmak, hatta sevmemenin bile nazik hali var.
Nefretin bile.
Gücenmenin bile.
İroninin, sarkastik şakanın bile.
Yerin yurdun, vaktin mühim değil.
Kıyafetin, açlık durumun, maaşın, evin, araban değil sorunsal.
Soru, ne kadar insansın?
Bazıları çok insan, bazısı az, kimi ise hiçe yakın.
İnsan sıfatının tarifi nezaket sahibi burada.
Allah bizi bizden insanlarla karşılaştırsın.
Amin.
20 Kasım 2017 Pazartesi
Öküzgözü Merlot'ya değdi.
Öyle bir eşikten daha atladık ki
Her defasında hem büyüyoruz hem de epriyor
Hem yıllanıyoruz hem eskiyor
Canını yakmak ister miyim hiç
Senin canın benim canım
Sen yakmak ister misin hiç benim canımı
Yok!
Oluyor.
Bazen dillerimiz kan kusuyor
Gözlerimiz ateş fışkırtıyor
Tenimiz buz gibi oluyor
Sesimiz...
Karanlık mağaralardaki canavar.
Oysa sevmek başka türlü
Bilmez miyiz
Yerim göğüm
Yağmurum toprağım
Güneşim evimsin.
Sevmez miyiz
En uzun ömürlü
Ömürlük kabulümsün.
Başımı okşayışından belli
Bensiz ölürsün.
Yahut yaşamazsın.
Öyle yaşayamazsın.
Yanılıyor muyum?
Zaten müsaade etmem.
Ya ben sensiz?
Gözümün yaşından
Ciğerimin yükselişinden
Boğazımın haykırışından
Bilirsin.
Sen beni bilirsin, ben seni.
Diyelim ki
Göz değdi.
Her defasında hem büyüyoruz hem de epriyor
Hem yıllanıyoruz hem eskiyor
Canını yakmak ister miyim hiç
Senin canın benim canım
Sen yakmak ister misin hiç benim canımı
Yok!
Oluyor.
Bazen dillerimiz kan kusuyor
Gözlerimiz ateş fışkırtıyor
Tenimiz buz gibi oluyor
Sesimiz...
Karanlık mağaralardaki canavar.
Oysa sevmek başka türlü
Bilmez miyiz
Yerim göğüm
Yağmurum toprağım
Güneşim evimsin.
Sevmez miyiz
En uzun ömürlü
Ömürlük kabulümsün.
Başımı okşayışından belli
Bensiz ölürsün.
Yahut yaşamazsın.
Öyle yaşayamazsın.
Yanılıyor muyum?
Zaten müsaade etmem.
Ya ben sensiz?
Gözümün yaşından
Ciğerimin yükselişinden
Boğazımın haykırışından
Bilirsin.
Sen beni bilirsin, ben seni.
Diyelim ki
Göz değdi.
1 Kasım 2017 Çarşamba
Lime Tonik
<<Peyami Safa, ""Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki..." diyor ve ekliyor: "Bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum." >> (biryudumkitap.com)
Ömür yeter mi yetmez mi
Yetişir miyim geç mi kalırım
Yapabilir miyim
Gücüm yeter mi
Gençliğim sürer mi
İhtiyarlığı görür müyüm
Hep genç kalır mıyım
Güzelliğim gider mi kalır mı
Aşkı hep yaşar mıyım
Seyahatleri sığdırır mıyım
Şarkı söylemeye nefesim eda eder mi
Renklere resimlere heykellere hep erişir miyim
Dans edebilir miyim
Koşar mıyım
Pedallara yetişir miyim
Yürüyebilir miyim
Sonuna kadar durmadan
Bazen durup soluk alarak
Tadarak duyarak sessizliği de
Gidebilir miyim
Gelebilir miyim
Sevişebilir miyim
Öpebilir miyim burnunu bir kedinin
Bir tosbağayı karşıya geçirebilir miyim
Elim uzanır mı
Sesimi Fizan'a duyurabilir miyim
Sevebilir miyim
Sevilir miyim
Özlenir miyim
Kuşları, rüzgarı, denizi işitebilir miyim
Papatyalar toprakta dursun
Görünmez taçlarla süslenebilir miyim
Bir kum tanesi, bir su zerresi
Ben ne kadarım
Ne kadarına nail olabilirim
Varabilirim
Dokunabilirim
Ne kadar yaşayabilirim
Ölmeden.
Ömür yeter mi yetmez mi
Yetişir miyim geç mi kalırım
Yapabilir miyim
Gücüm yeter mi
Gençliğim sürer mi
İhtiyarlığı görür müyüm
Hep genç kalır mıyım
Güzelliğim gider mi kalır mı
Aşkı hep yaşar mıyım
Seyahatleri sığdırır mıyım
Şarkı söylemeye nefesim eda eder mi
Renklere resimlere heykellere hep erişir miyim
Dans edebilir miyim
Koşar mıyım
Pedallara yetişir miyim
Yürüyebilir miyim
Sonuna kadar durmadan
Bazen durup soluk alarak
Tadarak duyarak sessizliği de
Gidebilir miyim
Gelebilir miyim
Sevişebilir miyim
Öpebilir miyim burnunu bir kedinin
Bir tosbağayı karşıya geçirebilir miyim
Elim uzanır mı
Sesimi Fizan'a duyurabilir miyim
Sevebilir miyim
Sevilir miyim
Özlenir miyim
Kuşları, rüzgarı, denizi işitebilir miyim
Papatyalar toprakta dursun
Görünmez taçlarla süslenebilir miyim
Bir kum tanesi, bir su zerresi
Ben ne kadarım
Ne kadarına nail olabilirim
Varabilirim
Dokunabilirim
Ne kadar yaşayabilirim
Ölmeden.
18 Ekim 2017 Çarşamba
In Vino Veritas
Şarapta gerçeklik varsa
Suda sağlık,
Birilerinin gelmesine de geleceği görmeye de gerek yok
"Peki ya başından sonuna olacak her şeyi bilsen değiştirir miydin?" sorunca Louise,
"belki hislerimi daha sık dile getirirdim" diyor Ian.
Bu yüzden bilsen de bilmesen de
teknolojin olsa da olmasa da
bir var oluş dili var zamanın.
Onu herkes konuşur.
Varlığı da yokluğu da kabul etmek.
İnsan hudutlarını aşar
gibi görünse de insan yapar, yapabilir.
Başını sonunu bilse de yaşayabilir.
Her şeyi hatırlasa da devam edebilir.
Her şeyi bilse de...
Ki henüz her şeyi bilmez.
Bilse de değişmez.
Kabul etmek...
Buyur etmek...
Kollarını açmak ve sarılmak doğasında...
Şimdiye, şu ana hem sahip hem hasret.
İnsan savaşla sevişin arasında.
Savaşmaya lüzum yok da
Gerisine cesaret.
Suda sağlık,
Birilerinin gelmesine de geleceği görmeye de gerek yok
"Peki ya başından sonuna olacak her şeyi bilsen değiştirir miydin?" sorunca Louise,
"belki hislerimi daha sık dile getirirdim" diyor Ian.
Bu yüzden bilsen de bilmesen de
teknolojin olsa da olmasa da
bir var oluş dili var zamanın.
Onu herkes konuşur.
Varlığı da yokluğu da kabul etmek.
İnsan hudutlarını aşar
gibi görünse de insan yapar, yapabilir.
Başını sonunu bilse de yaşayabilir.
Her şeyi hatırlasa da devam edebilir.
Her şeyi bilse de...
Ki henüz her şeyi bilmez.
Bilse de değişmez.
Kabul etmek...
Buyur etmek...
Kollarını açmak ve sarılmak doğasında...
Şimdiye, şu ana hem sahip hem hasret.
İnsan savaşla sevişin arasında.
Savaşmaya lüzum yok da
Gerisine cesaret.
1 Ekim 2017 Pazar
The Lobster- Grilled and Burnt
Filmi izledik.
Şu soruyu sordu
"Sence kaç yıl daha yaşarız?"
Ve ekledi
"Hayat çok acımasız, değil mi?"
Yosun bal gözleri kızardı, ıslandı.
Ertesi gece telefonumda bir mesaj annemden
"nazilliye gidiyoruz. dede... :( "
Nazilli'ye bayramlarda giderdik.
Çocukken.
Sonra ne oldu bilmem bayramlar bitti.
Toprağın altındaki sevdiklerimizi görmeye(!),
topraklarını sulamaya, ve belki de içimizi rahatlamaya gider olduk.
En çok da en çok günahı olduğunu düşündüklerimize ağlar olduk.
Sonrasını düşünür olduk.
Değirmenler parçasındaki gibi
"... hep bir sonraya..."
Sokak lambası ta en arkadaki odaya kadar giden uzun koridoru sapsarı aydınlatıyordu.
O en arkadaki odadan mutfağın o apaydınlık penceresine gittim.
Dışarı baktım ve onunla ilgili ne varsa hatırlamaya çalıştım.
Sevdiklerimizi unutmaya yüz tutmak acıklı.
Yine belki de bencil bir eğilim.
Onunla ilgili kısımlardaki kendini unutmak düşüncesi gibi...
Ya büyük annem?...
70 yıllık aşkını yitirdiğinin bile farkında olmayan
Ölümün bile farkında olmayan
Kendinin bile farkında olmayan büyük annem...
İnsan hatırlamaya çalıştıkça unutabiliyor.
Alzheimer.
İnsan en unutmayacaklarını unutabiliyormuş.
Ömürlük aşkını,
Kendini,
Dirimi,
Ölümü bile.
17 Eylül 2017 Pazar
Almond Crunchie with Olive Oil v.s. Peach
Okullar açıldı.
Sonbahar mevsimi.
Yapraklar yerde, dallarda
Ne tam sarı ne yeşil
Datça güzel
Kaş güzel
Suyun altı üstü ayrı güzel
Biraz serin
Biraz daha derin
Derken
Kulağımda bir uğultu
Başımda bir dönme
Nefesim tek tük
Bir uyandım ki
Ahşap kolçaklı sandalyemde
Bir kadeh kırmızı 2011 Suvla
Bir fırt Friends
Gözlerimi yumdum
Faust öldü
Virginia Woolf'tan Kendine Ait Bir Oda'dayım
Henüz girmedim sayfasından içeri
Ama şu an serinletilmiş kendime ait odadayım
Bisikletim de burada
Good Old Days' Chilling rahatlatıyor vücudumu
Sabah şeftali yedim kahvaltı niyetine
İstesem zeytinyağlı badem ezmesi de yerdim
İstemedim
Aklıma bile gelmedi
Öyle oluyor
Bir zaman pek düşkün oldukların
Pek sofistike buldukların
Gün geliyor
Aklına bile gelmiyor
Bir sulu tatlı şeftali karnını sarıp sarmalıyor
Oh mis!
Canım Şeftalim!
Sonbahar mevsimi.
Yapraklar yerde, dallarda
Ne tam sarı ne yeşil
Datça güzel
Kaş güzel
Suyun altı üstü ayrı güzel
Biraz serin
Biraz daha derin
Derken
Kulağımda bir uğultu
Başımda bir dönme
Nefesim tek tük
Bir uyandım ki
Ahşap kolçaklı sandalyemde
Bir kadeh kırmızı 2011 Suvla
Bir fırt Friends
Gözlerimi yumdum
Faust öldü
Virginia Woolf'tan Kendine Ait Bir Oda'dayım
Henüz girmedim sayfasından içeri
Ama şu an serinletilmiş kendime ait odadayım
Bisikletim de burada
Good Old Days' Chilling rahatlatıyor vücudumu
Sabah şeftali yedim kahvaltı niyetine
İstesem zeytinyağlı badem ezmesi de yerdim
İstemedim
Aklıma bile gelmedi
Öyle oluyor
Bir zaman pek düşkün oldukların
Pek sofistike buldukların
Gün geliyor
Aklına bile gelmiyor
Bir sulu tatlı şeftali karnını sarıp sarmalıyor
Oh mis!
Canım Şeftalim!
5 Eylül 2017 Salı
Arpa Suyu v.s. Üzüm Suyu
I didn't want to drink so, you made me do it.
"Bir kalp kırıldığında denizler kurur, toprak küser, denge kalmaz dünyada" dedi ya Şebnem.
Kalbim kırıldığında göğüs kafesimden kasıklarıma kadar içimde bir kurt kemirmesi...
Anlatamıyorum bunu.
Dior'da diyor ki Natalie Portman:
"What would you do for love?"
Man: I love you
Natalie: Prove it!
Söyleme yalnızca.
Değer verdiğini göster.
"Ben müneccim değilim ki" demişti biri, doğru.
İçini okuyamam.
Kafanın içindeki sesleri duyamam.
Telepatik değilim henüz, söylemiştim. Fazlasıyla empatikim şayet anlarsam.
"Aşk incelik ister gülüm hoyrat olma!"
Kindness is the utmost intelligence.
Tamam bir dahi olmayabilirsin, bir aşık nezaketi göster.
Kadın ne istesin?
Kadın incelik ister.
Kimi incelikle incelikli kandırır bile kadını.
Ondan değil, hakiki incelik lütfen.
Kadın sözleri unutmaz, dil zekası pek yüksektir.
Sözler yaralar.
"Dil yarası"
Tatlı dil...
Dilli düdük değil...
Kedi dili değil tatlı dediğim.
Türkçe.
Söyle tatlı iki kelam, bak nasıl değişiyor dünya.
Sözün ince oldu mu tadından yenmez de yanına yatılırsın.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
gentleman jack with coke on the rocks
but you know what they say If you can't kill them with kindness, try lethal injection. Wednesday Addams
-
Benlerini bile ezberlemeye çalışmıştım ve aklımdan çıkmamasını istemiştim ki uzaktayken telefonda neresinden öptüğümü söylemek üzere konum b...
-
Ben gidince Antalya ağlar Otuzum bu gece Öyle yağmur yağıyor ki Şakır şakır! Anamın karnından gitmişim Göbek bağımı kesmişim Bağlanır...